HÜDA PAR Sözcüsü Ramanlı: Mecliste temsiliyeti önemsiyoruz

“Mecliste temsiliyeti önemsiyoruz”

HÜDA PAR’ın, 14 Mayıs’ta yapılacak parlamento seçimlerinde mecliste temsiliyeti önemsediklerini vurgulayan Ramanlı, bu taleplerinin Cumhurbaşkanı ve AK Parti tarafından makul karşılandığını belirtti.
Ramanlı, “2023 seçimlerinde, yeni oluşacak Parlamentoda HÜDA PAR’ın milletvekillerinin olmasını önemsiyoruz, temsiliyeti önemsiyoruz. AK Parti yetkilileri de, Sayın Cumhurbaşkanı da bu talebimizi olumlu karşıladılar. Aldığımız karar neticesinde, 9 Nisan'da açıklanacak olan milletvekilleri listelerinde HÜDA PAR'ın kaç adayı olduğunu hep birlikte göreceğiz. Bizim buradaki amacımız, sadece HÜDA PAR’ın kazancını öncelemek değil, onun altını özellikle çiziyorum. Hem HÜDA PAR’ın hem AK Parti'nin hem Cumhur İttifakı’nın maksimum düzeyde milletvekili kazanabilmesi için bir simülasyon oluşturuldu, listeler buna göre şekillendi.” ifadelerini kullandı.

“Türkiye'de tartışılmadık konu olmadığını düşünüyoruz”

“Türkiye'de siyaset yapan ve varlığını devam ettiren pek çok parti ile benzer yönlerimiz olduğu gibi, farklı yönlerimiz de var.” diyen Ramanlı, şunları kaydetti: “Bahsetmiş olduğunuz parti (HDP) ile dünya görüşü itibariyle taban tabana zıt olduğunu ifade edebilirim. Belli başlı talepler üzerinde belki birleşiyor olabiliriz. Parti programları karşılaştırma suretiyle belki çalışma konusu olabilir. Ama spesifik olarak x partisi veya y partisi ile mukayese edilmemizin doğru olmadığını düşünüyoruz. Neticede kendi söylemimiz, kendi siyasi argümanlarımız ve parti programımızla Türkiye’nin gündemindeyiz ve böyle kalmayı tercih ederiz. Eğer söylemlerimiz, siyasi anlayışımız, parti programımız çerçevesinde bir değerlendirme yapılacak olursa, bundan memnuniyet duyarız. Türkiye'de tartışılmadık konu olmadığını düşünüyoruz. Eğer gaye millete hizmetse, milletin selameti, huzuru, refahı, birlikteliği ise, her türlü konu konuşulabilir, her türlü sorun gündeme gelebilir, bunlar için çözüm yollarının aranması gerektiğini ifade ediyoruz.”

“İttifakta bir dayatma içerisine girmedik”

İttifak görüşmelerinde bir dayatma yapmadıklarının altını çizen Ramanlı, “Açık söylemek gerekirse, bizim o şekil bir talebimiz olmadı. Biz şu ilke üzerinde hareket ettik. Evet bir seçim ittifakı yapıyoruz, birlikte seçime gireceğiz. Her partinin kendine göre farklı bir programı, önceliği, siyaset anlayışı var. Aynılaşmıyoruz, hiçbir parti diğerine ilhak etmiyor. Biz kendimiz kalarak, kendi iddiamızla, söylememizle, kendi parti programımızla, kendi taleplerimizle var olacaksak, bir ittifak içerisinde var olmayı tercih ediyoruz. AK Parti'de, Sayın Cumhurbaşkanı da bu konuda kısıtlama ve dayatma içerisinde olmadı. Biz de aynı şekilde AK Parti'ye ya da Sayın Cumhurbaşkanına belli bazı konularda bir dayatma içerisine girmedik.” diye konuştu.

“Siyaseti Müslümanca yapmaya çalışan bir siyasi hareketiz”

Ramanlı, “Biz siyaseti Müslümanca yapmaya çalışan bir siyasi hareketiz. İçimizde Kürt de var Türk de var Arap da var. Biz herhangi bir kavme mensubiyet üzerinde siyaset gütmüyoruz. Biz Ümmetçi bir partiyiz. Ümmetçi bir anlayışa sahibiz. Bu Ümmet anlayışımız içerisinde elbette Kürtler de var. Ümmet Coğrafyası içerisinde ve Türkiye'de bir kavimle ilgili bir sorun ve sıkıntı varsa, elbette ki Ümmet olmamızın gereği, bu sorunlara eğilmemiz gerektiğini düşünüyoruz. Kürt meselesine dair çözüm önerilerimiz var. Söylemlerimiz ve pratiğimiz de mevcut.” şeklinde konuştu.

“Kardeşliğimizi bozacak cümleleri kurmayalım”
Bin yılı aşkın bir süredir var olan kardeşliğin unutulmaması gerektiğinin altını çizen Ramanlı, birbirini tahkir eden, birbirine üstünlük taslayan cümlelerin kurulmaması gerektiğini belirtti.
Açıklamasının devamında Ramanlı, şunları söyledi: “Bu ülkede farklı kavimlerden çok insan var. Özellikle nüfus yoğunluğu itibariyle Türkler ve Kürtlerin bu ülkenin kahir ekseriyetini oluşturduğunu biliyoruz. Dolayısıyla bizim söylemeye çalıştığımız şudur; birbirimizi incitmeyelim. Kardeş olduğumuzu unutmayalım. Burada bin yıldan fazla bir süredir birlikte yaşadığımızı unutmayalım. Birbirimizi tahkir etmeyelim, birbirimize üstünlük taslamaya dair cümleler kurmayalım diyoruz. Bunun ceremesini on yıllardır çekiyoruz. Bakınız 40 yılda en az 40 bin insanımızı kaybettik, ne uğruna kaybettik? Diyoruz ki, Türk'ün Kürde, Kürd'ün de Türk'e kendini yabancı hissedecek, ötekileştirilmiş hisseden cümleler kurmaması gerekiyor. Neticede bizim birbirimize üstünlüğümüz yok. Üstünlük bize göre takvadadır. Hiç kimse annesinin karnından Kürd doğdu diye üstün olamaz ya da Türk oldu diye ayrıcalıklı olamaz. Birlik ve beraberliğimizin önündeki bütün engelleri kaldıralım diyoruz. Eğer kuracağımız bazı cümleler, diğer bir kesimi rahatsız edecekse, tahkir edecekse, kendini yabancı hissettirecekse, bunlardan uzak duralım diyoruz."