Kemal Okuyan: İktidar Gezi’deki 'halk iradesi'ne düşman

Siyaset 26.04.2022 - 15:18, Güncelleme: 26.04.2022 - 15:18
 

Kemal Okuyan: İktidar Gezi’deki 'halk iradesi'ne düşman

Türkiye Komünist Partisi Genel Sekreteri Kemal Okuyan, dünkü Gezi Davası'nda verilen hapis cezaları ve yankılarına ilişkin soL'un sorularını yanıtladı.
Türkiye Komünist Partisi Genel Sekreteri Kemal Okuyan, dünkü Gezi Davası'nda verilen hapis cezaları ve yankılarına ilişkin soL'un sorularını yanıtladı.   "TKP bu davalara hukuk açısından yaklaşmadığı gibi haklı-haksız diye de tasnif etmiyor. Bunlar tamamen iktidarın ihtiyaçları doğrultusunda ortaya çıkmış ve o şekilde bağlanmış durumda. Kuşkusuz Gezi’yi diğer davalardan ayıran, büyük bir halk hareketini mahkum etme girişimidir" ifadelerini kullanan Okuyan, "Bir kere Gezi’yi mahkum etmeye dönük her girişime karşı siyasi, kitlesel, hukuki tavır alınmalı. Gezi’ye katılan milyonlarca kişi Mücella Yapıcı ve diğer arkadaşlara sahip çıkmak zorunda. Buna ek olarak düzen muhalafetinin Türkiye toplumunu kişiliksizleştirici çabalarına karşı artık daha fazla geç olmadan harekete geçilmelidir" vurgusunda bulundu.   Gezi Davası’nda mahkeme heyeti kararı açıkladı ve Osman Kavala'ya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Can Atalay, Mine Özerden, Yiğit Ali Ekmekçi ve Tayfun Kahraman'a 18’er yıl hapis cezası verildi. Öncelikle bu kararı hukuki açıdan nasıl değerlendirmek gerek? İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi tarafından bozulan bir önceki kararın tüm sanıklar için “beraat” olduğunu hatırlayacak olursak, kararın hukuki kısmına ilişkin söylenebilecek hiçbir şey olmadığını hemen anlarız. Hep söylediğimiz gibi, AKP döneminin bütün siyasi davaları hükümsüzdür. Tamamı için geçerli. TKP bu davalara hukuk açısından yaklaşmadığı gibi haklı-haksız diye de tasnif etmiyor. Bunlar tamamen iktidarın ihtiyaçları doğrultusunda ortaya çıkmış ve o şekilde bağlanmış durumda. Kuşkusuz Gezi’yi diğer davalardan ayıran, büyük bir halk hareketini mahkum etme girişimidir. İktidarın davanın bu şekilde karara bağlanmasını ısrarla istemesinin arkasında ne yatıyor? Tek bir neden yok. Ama sabit, temel bir neden var. AKP ve Erdoğan Haziran Direnişi’ni hiç ama hiç içine sindiremedi. Sürekli “millet iradesi” diyen bir iktidarın “halk iradesi”ne duyduğu inanılmaz öfkeden söz ediyorum. Bu nedenle Gezi’deki büyük ölçeği, dayanışma ruhunu, kirletilemeyen ideolojik-siyasi doğrultuyu adım adım unutturmak, onun yerine Gezi’yi bir komploya indirgemek, polisiye bir vakaya dönüştürmek istiyorlar. Buna koşut bir başka olgu ise intikam duygusu. Haziran Direnişi yenilmedi, sönümlendi. Bu anlamda AKP’nin içinde kaldı rövanş duygusu. İktidar Gezi’de ortaya çıkan “halk iradesi”ne düşman. Bunun dışında güncel siyasetle ilgili bir yanı var mı söz konusu kararın? Bu aşamadan sonra Türkiye’de hükümetin her tasarrufu güncel siyasetle ilişkili olacaktır. Bu aslında birkaç yıldır böyle. AKP karşısındaki koalisyonu, 4’lü, 6’lı ittifakı dağıtmak için uğraşıyor. Yapılan her şey buna indirgenemez ama yapılan her şeyde bir de böylesi bir boyut var. Ayasofya’nın ibadete açılması buna örnektir. AKP Millet İttifakı’nın içindeki gerilimleri derinleştirmek istiyor. HDP’ye dönük hamleler de, buna indirgenemese de benzer bir amaca da hizmet ediyor. Gezi Davası’nda çıkan mahkumiyet kararlarının Millet İttifakı’nın iç dokusuna zarar vereceğini hesap ediyorlar. Doğal böyle düşünmeleri, Gezi’ye dönük ilk yargı sürecinde Ali Babacan ile Ahmet Davutoğlu diğer AKP’lilerle beraber davacılar arasındaydı. Millet İttifakı bu hamleyi boşa düşürür mü? Millet İttifakı iktidarın bu tür hamlelerini hep “boşa düşürüyor.” Şöyle: Kılını kıpırdatmıyor, sesini çıkarmıyor, sesini çıkaranları Erdoğan’a hizmet etmekle suçluyor ve kendi boşa düşüyor! Çünkü onun karakteri bu. Başka bir şey bekleyenler saf olmalı. Kendi içlerinden birkaç çıkıntı sese izin verecekler, sonrasında sandığı işaret edecekler. İşin gerçeği, Gezi Direnişi ile Millet İttifakı arasında bir ilişki yok. İlişkiyi Erdoğan kurmak istiyor. CHP bunu Erdoğan’ı geriletmek için bir olanak olarak değerlendiremez mi? Önce kitlesel tepkilerin ortaya çıkmasını engelleyecek, sonra “Türkiye’de adalet yok” diyeceklerdir. Bunu zaten batılı emperyalist ülkeler de diyor. Çünkü kitlesel tepkileri bir kez “provokasyon” ve “AKP’ye hizmet” ile yaftaladılar. AKP de bu krediyi sonuna kadar kullanıyor. Ayrıca Erdoğan ekonomik zorlukların gündemden biraz olsun düşmesini, “bu ülkede özgürlük ve adalet yok” söyleminin Millet İttifakı’nın başat gündemi haline gelmesini özellikle ister. Bunu sermaye sınıfı ve emperyalistler de ister. Çünkü yoksulluk bugünkü toplumsal düzenin sorgulanmasına neden oluyor. Bu nedenle özgürlük mücadelesini mutlaka ve mutlaka sermaye egemenliğine karşı mücadelenin bir parçası haline getirmemiz gerekiyor. Peki bu noktaya nasıl gelindi? Şöyle gelindi. Haziran Direnişi yavaş yavaş geriye çekildiğinde halkta en küçük bir umutsuzluk yoktu. Yeniden sokağa çıkma azmi de gözleniyordu. Kuşkusuz aynısını tekrar anlamında değil. Ancak Türkiye’de geniş bir kesim mücadele etmenin önemini kavramış, uyanık hale gelmişti. Ve bir kez daha Türkiye’de yurtsever ve laik duyarlılığı olan bir uyanış, özgürlükçülüğü liberalizme bırakmama iradesi gösteriyordu. İşte o noktada sandığı işaret eden bir müdahale başladı. Bu müdahalenin aklı sermaye sınıfınından icraatı CHP’dendi. Gezi Direnişi’ni sandığa kitlerken bir de üstüne Ekmeleddin gibi bir gölge düşürdüler. Ve bu hep böyle devam etti. Basın ama özellikle batı basını Gezi Davası’nı Osman Kavala’ya daraltma niyetinde. Bunu nasıl açıklıyorsunuz? Osman Kavala yıllardır içeride, bir de üstüne dün ağır bir ceza aldı. Ona ilişkin bilinen değerlendirmelerimizi burada tekrarlamayı uygunsuz bulurum. Gezi Davası baştan aşağıya gerçek üstü. Kavala’yla sınıfsal ve ideolojik karşıtlığımız bugünün Türkiyesi’ndeki bir saçmalığa kayıtsız kalacağımız anlamına gelmez. Ancak şu bilinmelidir: bir sermayedar olarak Kavala’nın Gezi Davası’nın sembol ismi haline dönüştürülmesi, Haziran Direnişi’ne gölge düşürmeye dönük bir başka hamledir ve AKP açısından çok akıllıcadır. Peki ne yapılması gerektiğini düşünüyorsunuz? Çok şey. Bir kere Gezi’yi mahkum etmeye dönük her girişime karşı siyasi, kitlesel, hukuki tavır alınmalı. Gezi’ye katılan milyonlarca kişi Mücella Yapıcı ve diğer arkadaşlara sahip çıkmak zorunda. Buna ek olarak düzen muhalafetinin Türkiye toplumunu kişiliksizleştirici çabalarına karşı artık daha fazla geç olmadan harekete geçilmelidir. TKP, “Erdoğan gitsin de ne olursa olsun” diyen bir kafanın Erdoğan’ın ömrünü uzattığını defalarca söyledi. Ne yazık ki haklı çıkıyoruz. Ülkesini, halkını düşünen, AKP’yle gerçekten derdi olan, burjuva muhalefetinden kopmak zorundadır. Gezi Davası’nı bile “hepimiz birleşelim” tantanası için malzeme yapanlar ülkeyi kurtaramaz. Doğrultusu, yönü, iddiası, heyecanı, farkı olmayan bir muhalefete bel bağlamak tuzağa düşmektir. Ve bu 1 Mayıs şimdi daha büyük bir anlam kazanmıştır. Herkes bu 1 Mayıs’ta patronlara, sermaye egemenliğini, onun hükümetine, emperyalizme karşı durmak için üzerine düşeni yapmalıdır.
Türkiye Komünist Partisi Genel Sekreteri Kemal Okuyan, dünkü Gezi Davası'nda verilen hapis cezaları ve yankılarına ilişkin soL'un sorularını yanıtladı.

Türkiye Komünist Partisi Genel Sekreteri Kemal Okuyan, dünkü Gezi Davası'nda verilen hapis cezaları ve yankılarına ilişkin soL'un sorularını yanıtladı.

 

"TKP bu davalara hukuk açısından yaklaşmadığı gibi haklı-haksız diye de tasnif etmiyor. Bunlar tamamen iktidarın ihtiyaçları doğrultusunda ortaya çıkmış ve o şekilde bağlanmış durumda. Kuşkusuz Gezi’yi diğer davalardan ayıran, büyük bir halk hareketini mahkum etme girişimidir" ifadelerini kullanan Okuyan, "Bir kere Gezi’yi mahkum etmeye dönük her girişime karşı siyasi, kitlesel, hukuki tavır alınmalı. Gezi’ye katılan milyonlarca kişi Mücella Yapıcı ve diğer arkadaşlara sahip çıkmak zorunda. Buna ek olarak düzen muhalafetinin Türkiye toplumunu kişiliksizleştirici çabalarına karşı artık daha fazla geç olmadan harekete geçilmelidir" vurgusunda bulundu.

 

Gezi Davası’nda mahkeme heyeti kararı açıkladı ve Osman Kavala'ya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Can Atalay, Mine Özerden, Yiğit Ali Ekmekçi ve Tayfun Kahraman'a 18’er yıl hapis cezası verildi. Öncelikle bu kararı hukuki açıdan nasıl değerlendirmek gerek?



İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi tarafından bozulan bir önceki kararın tüm sanıklar için “beraat” olduğunu hatırlayacak olursak, kararın hukuki kısmına ilişkin söylenebilecek hiçbir şey olmadığını hemen anlarız. Hep söylediğimiz gibi, AKP döneminin bütün siyasi davaları hükümsüzdür. Tamamı için geçerli. TKP bu davalara hukuk açısından yaklaşmadığı gibi haklı-haksız diye de tasnif etmiyor. Bunlar tamamen iktidarın ihtiyaçları doğrultusunda ortaya çıkmış ve o şekilde bağlanmış durumda. Kuşkusuz Gezi’yi diğer davalardan ayıran, büyük bir halk hareketini mahkum etme girişimidir.



İktidarın davanın bu şekilde karara bağlanmasını ısrarla istemesinin arkasında ne yatıyor?

Tek bir neden yok. Ama sabit, temel bir neden var. AKP ve Erdoğan Haziran Direnişi’ni hiç ama hiç içine sindiremedi. Sürekli “millet iradesi” diyen bir iktidarın “halk iradesi”ne duyduğu inanılmaz öfkeden söz ediyorum. Bu nedenle Gezi’deki büyük ölçeği, dayanışma ruhunu, kirletilemeyen ideolojik-siyasi doğrultuyu adım adım unutturmak, onun yerine Gezi’yi bir komploya indirgemek, polisiye bir vakaya dönüştürmek istiyorlar. Buna koşut bir başka olgu ise intikam duygusu. Haziran Direnişi yenilmedi, sönümlendi. Bu anlamda AKP’nin içinde kaldı rövanş duygusu. İktidar Gezi’de ortaya çıkan “halk iradesi”ne düşman.



Bunun dışında güncel siyasetle ilgili bir yanı var mı söz konusu kararın?

Bu aşamadan sonra Türkiye’de hükümetin her tasarrufu güncel siyasetle ilişkili olacaktır. Bu aslında birkaç yıldır böyle. AKP karşısındaki koalisyonu, 4’lü, 6’lı ittifakı dağıtmak için uğraşıyor. Yapılan her şey buna indirgenemez ama yapılan her şeyde bir de böylesi bir boyut var. Ayasofya’nın ibadete açılması buna örnektir. AKP Millet İttifakı’nın içindeki gerilimleri derinleştirmek istiyor. HDP’ye dönük hamleler de, buna indirgenemese de benzer bir amaca da hizmet ediyor. Gezi Davası’nda çıkan mahkumiyet kararlarının Millet İttifakı’nın iç dokusuna zarar vereceğini hesap ediyorlar. Doğal böyle düşünmeleri, Gezi’ye dönük ilk yargı sürecinde Ali Babacan ile Ahmet Davutoğlu diğer AKP’lilerle beraber davacılar arasındaydı.



Millet İttifakı bu hamleyi boşa düşürür mü?

Millet İttifakı iktidarın bu tür hamlelerini hep “boşa düşürüyor.” Şöyle: Kılını kıpırdatmıyor, sesini çıkarmıyor, sesini çıkaranları Erdoğan’a hizmet etmekle suçluyor ve kendi boşa düşüyor! Çünkü onun karakteri bu. Başka bir şey bekleyenler saf olmalı. Kendi içlerinden birkaç çıkıntı sese izin verecekler, sonrasında sandığı işaret edecekler. İşin gerçeği, Gezi Direnişi ile Millet İttifakı arasında bir ilişki yok. İlişkiyi Erdoğan kurmak istiyor.



CHP bunu Erdoğan’ı geriletmek için bir olanak olarak değerlendiremez mi?

Önce kitlesel tepkilerin ortaya çıkmasını engelleyecek, sonra “Türkiye’de adalet yok” diyeceklerdir. Bunu zaten batılı emperyalist ülkeler de diyor. Çünkü kitlesel tepkileri bir kez “provokasyon” ve “AKP’ye hizmet” ile yaftaladılar. AKP de bu krediyi sonuna kadar kullanıyor. Ayrıca Erdoğan ekonomik zorlukların gündemden biraz olsun düşmesini, “bu ülkede özgürlük ve adalet yok” söyleminin Millet İttifakı’nın başat gündemi haline gelmesini özellikle ister. Bunu sermaye sınıfı ve emperyalistler de ister. Çünkü yoksulluk bugünkü toplumsal düzenin sorgulanmasına neden oluyor. Bu nedenle özgürlük mücadelesini mutlaka ve mutlaka sermaye egemenliğine karşı mücadelenin bir parçası haline getirmemiz gerekiyor.



Peki bu noktaya nasıl gelindi?

Şöyle gelindi. Haziran Direnişi yavaş yavaş geriye çekildiğinde halkta en küçük bir umutsuzluk yoktu. Yeniden sokağa çıkma azmi de gözleniyordu. Kuşkusuz aynısını tekrar anlamında değil. Ancak Türkiye’de geniş bir kesim mücadele etmenin önemini kavramış, uyanık hale gelmişti. Ve bir kez daha Türkiye’de yurtsever ve laik duyarlılığı olan bir uyanış, özgürlükçülüğü liberalizme bırakmama iradesi gösteriyordu. İşte o noktada sandığı işaret eden bir müdahale başladı. Bu müdahalenin aklı sermaye sınıfınından icraatı CHP’dendi. Gezi Direnişi’ni sandığa kitlerken bir de üstüne Ekmeleddin gibi bir gölge düşürdüler. Ve bu hep böyle devam etti.



Basın ama özellikle batı basını Gezi Davası’nı Osman Kavala’ya daraltma niyetinde. Bunu nasıl açıklıyorsunuz?

Osman Kavala yıllardır içeride, bir de üstüne dün ağır bir ceza aldı. Ona ilişkin bilinen değerlendirmelerimizi burada tekrarlamayı uygunsuz bulurum. Gezi Davası baştan aşağıya gerçek üstü. Kavala’yla sınıfsal ve ideolojik karşıtlığımız bugünün Türkiyesi’ndeki bir saçmalığa kayıtsız kalacağımız anlamına gelmez. Ancak şu bilinmelidir: bir sermayedar olarak Kavala’nın Gezi Davası’nın sembol ismi haline dönüştürülmesi, Haziran Direnişi’ne gölge düşürmeye dönük bir başka hamledir ve AKP açısından çok akıllıcadır.



Peki ne yapılması gerektiğini düşünüyorsunuz?

Çok şey. Bir kere Gezi’yi mahkum etmeye dönük her girişime karşı siyasi, kitlesel, hukuki tavır alınmalı. Gezi’ye katılan milyonlarca kişi Mücella Yapıcı ve diğer arkadaşlara sahip çıkmak zorunda. Buna ek olarak düzen muhalafetinin Türkiye toplumunu kişiliksizleştirici çabalarına karşı artık daha fazla geç olmadan harekete geçilmelidir. TKP, “Erdoğan gitsin de ne olursa olsun” diyen bir kafanın Erdoğan’ın ömrünü uzattığını defalarca söyledi. Ne yazık ki haklı çıkıyoruz. Ülkesini, halkını düşünen, AKP’yle gerçekten derdi olan, burjuva muhalefetinden kopmak zorundadır. Gezi Davası’nı bile “hepimiz birleşelim” tantanası için malzeme yapanlar ülkeyi kurtaramaz. Doğrultusu, yönü, iddiası, heyecanı, farkı olmayan bir muhalefete bel bağlamak tuzağa düşmektir. Ve bu 1 Mayıs şimdi daha büyük bir anlam kazanmıştır. Herkes bu 1 Mayıs’ta patronlara, sermaye egemenliğini, onun hükümetine, emperyalizme karşı durmak için üzerine düşeni yapmalıdır.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve trabzonhabermerkezi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Adana escort bayan Çukurova escort bayan Seyhan escort bayan Ankara escort bayan Mamak escort bayan Etimesgut escort bayan Polatlı escort bayan Pursaklar escort bayan Haymana escort bayan Çankaya escort bayan Keçiören escort bayan Sincan escort bayan Antalya escort bayan Kumluca escort bayan Konyaaltı escort bayan Manavgat escort bayan Muratpaşa escort bayan Kaş escort bayan Alanya escort bayan Kemer escort bayan Bursa escort bayan Eskişehir escort bayan Gaziantep escort bayan Şahinbey escort bayan Nizip escort bayan Şehitkamil escort bayan İstanbul escort bayan Merter escort bayan Nişantaşı escort bayan Şerifali escort bayan Maltepe escort bayan Sancaktepe escort bayan Eyüpsultan escort bayan Şişli escort bayan Kayaşehir escort bayan Büyükçekmece escort bayan Beşiktaş escort bayan Mecidiyeköy escort bayan Zeytinburnu escort bayan Sarıyer escort bayan Bayrampaşa escort bayan Fulya escort bayan Beyoğlu escort bayan Başakşehir escort bayan Tuzla escort bayan Beylikdüzü escort bayan Pendik escort bayan Bağcılar escort bayan Ümraniye escort bayan Üsküdar escort bayan Esenyurt escort bayan Küçükçekmece escort bayan Esenler escort bayan Güngören escort bayan Kurtköy escort bayan Bahçelievler escort bayan Sultanbeyli escort bayan Ataşehir escort bayan Kağıthane escort bayan Fatih escort bayan Çekmeköy escort bayan Çatalca escort bayan Bakırköy escort bayan Kadıköy escort bayan Avcılar escort bayan Beykoz escort bayan Kartal escort bayan İzmir escort bayan Balçova escort bayan Konak escort bayan Bayraklı escort bayan Buca escort bayan Çiğli escort bayan Gaziemir escort bayan Bergama escort bayan Karşıyaka escort bayan Urla escort bayan Bornova escort bayan Çeşme escort bayan Kayseri escort bayan Kocaeli escort bayan Gebze escort bayan İzmit escort bayan Malatya escort bayan Manisa escort bayan Mersin escort bayan Yenişehir escort bayan Mezitli escort bayan Erdemli escort bayan Silifke escort bayan Akdeniz escort bayan Anamur escort bayan Muğla escort bayan Bodrum escort bayan Milas escort bayan Dalaman escort bayan Marmaris escort bayan Fethiye escort bayan Datça escort bayan Samsun escort bayan Atakum escort bayan İlkadım escort bayan Adıyaman escort bayan Afyonkarahisar escort bayan Ağrı escort bayan Aksaray escort bayan Amasya escort bayan Ardahan escort bayan Artvin escort bayan Aydın escort bayan Balıkesir escort bayan Bartın escort bayan Batman escort bayan Bayburt escort bayan Bilecik escort bayan Bingöl escort bayan Bitlis escort bayan Bolu escort bayan Burdur escort bayan Çanakkale escort bayan Çankırı escort bayan Çorum escort bayan Denizli escort bayan Diyarbakır escort bayan Düzce escort bayan Edirne escort bayan Elazığ escort bayan Erzincan escort bayan Erzurum escort bayan Giresun escort bayan Gümüşhane escort bayan Hakkari escort bayan Hatay escort bayan Iğdır escort bayan Isparta escort bayan Kahramanmaraş escort bayan Karabük escort bayan Karaman escort bayan Kars escort bayan Kastamonu escort bayan Kırıkkale escort bayan Kırklareli escort bayan Kırşehir escort bayan Kilis escort bayan Konya escort bayan Kütahya escort bayan Mardin escort bayan Muş escort bayan Nevşehir escort bayan Niğde escort bayan Ordu escort bayan Osmaniye escort bayan Rize escort bayan Sakarya escort bayan Siirt escort bayan Sinop escort bayan Sivas escort bayan Şanlıurfa escort bayan Şırnak escort bayan Tekirdağ escort bayan Tokat escort bayan Trabzon escort bayan Tunceli escort bayan Uşak escort bayan Van escort bayan Yalova escort bayan Yozgat escort bayan Zonguldak escort bayan
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.