google-site-verification=lkhU-sDtAZItgn371CNoRrFAtlSed0Op7ejjXG2Su4E
İbrahim Tamer
Köşe Yazarı
İbrahim Tamer
 

Mahmud Efendi İçin Gözyaşı Dökmüyorum!

Türkiye'nin ötesine namı taşmış alimlerimizden Trabzon Of'lu Mahmud Ustaosmanoğlu Hazretleri 93 yaşında İstanbul'da Hakk'a yürüdü. İnna lillahi ve inna ileyhi raciun.   Vefat haberini öğrendiğimde tabii ki içimde bir burukluk oluştu lakin itiraf etmeliyim ki ağlamadım. Çünkü, dönemlerine yetiştiğim ancak kendilerinden istifade edemediğim Mehmed Zaid Kotku, Gönenli Mehmed Efendi, Esad Coşan, Musa Topbaş gibi şeyh efendilerimizin aksine, Mahmud Efendi Hazretlerinden istifade etme fırsatı buldum 2 defa da o güzel pamuk ellerini öpme şerefine nail oldum.  AĞLAMAK ne için? Neden? ALLAH'ın rızası doğrultusunda yaşayıp vefat eden insanların arkasından ağlarız; sevdiğimiz bir yakınımız öldüğünde ağlarız. Bir şehid haberini duyduğumuzda da üzülüp ağlayabiliriz. Lakin, Vefat eden kişi Rabbinin rızasına uygun yaşamışsa o ölüm onun için mükafattır. O halde onun için mükafat olan bir yeni başlangıca ağlamak boşunadır. Ağlanacak bir şey varsa ortada "kendimize, kendi halimize" ağlamaktır. Ondan biraz daha istifade edebilseydik diye ağlarız belki bilinç altımızda farkında olmayarak. Onun gidişine değil, bizim onu kaybedişimize ağlarız!  Mahmud Ustaosmanoğlu güzel bir insandı, örnekti, saf temizdi; sünnetleri ihya eden son dönemin en dikkat çeken alimlerindendi. Sünnetlerin kaybolmaya yüz tuttuğu, yıpratılmaya çalıştığı bir dönemde Peygamber Efendimizin sünnetlerine azami özen göstererek yaşadı ve cemaatine de bunu tavsiye etti ve yaşattı. Dünyanın farklı ülkelerindeki İslam alimlerinin de kendisine biat ettiği, lider seçtiği bir kişiydi Mahmud Efendi. Yakın tarihte İslam alimlerinin İstanbul'a gelip Mahmud Efendi'ye biat edeceğini öğrenen pensilvanyalı sapığın bunu engelleme çabasına da şahid oldum (bu mevzuyu çoğu kişi bilmez).  Ölenin ardından güzel şeyler söylemek gerek denir amma, gerçekten çok güzel bir insandı ve bir ay önce kalp krizi geçirdiğim için sizlere yazamadığım halde hiç sıkıntı çekmeden bu yazımı neşredebiliyorum. Az önce Yasin'i şerif okudum Efendi Hazretlerinin ruhuna ve hiç takılmadan bir çırpıda bitiriverdim. Güzel güzeldir; kötü kötü. En büyük adaletsizliklerden biri bence iyi ile kötüye aynı muameleyi yapmaktır. Kötü olanın ardından övgüler düzemem, cenazesine gitmem, fatiha bile okumam, Allah rahmet etsin demem. Hayatı İslam ve dindar Müslüman düşmanlığıyla geçmiş kişilerin camilerden cenazelerinin kaldırılmasına da karşıyım.  Rabbim Mahmud Ustaosmanoğlu Hazretlerinin kabrini nur eylesin; ailesine, bizlere ve tüm şuurlu müminlere sabır versin, cennette bizleri kendisine komşu eylesin.  İbrahim Tamer
Ekleme Tarihi: 23 Haziran 2022 - Perşembe

Mahmud Efendi İçin Gözyaşı Dökmüyorum!

Türkiye'nin ötesine namı taşmış alimlerimizden Trabzon Of'lu Mahmud Ustaosmanoğlu Hazretleri 93 yaşında İstanbul'da Hakk'a yürüdü. İnna lillahi ve inna ileyhi raciun.  

Vefat haberini öğrendiğimde tabii ki içimde bir burukluk oluştu lakin itiraf etmeliyim ki ağlamadım. Çünkü, dönemlerine yetiştiğim ancak kendilerinden istifade edemediğim Mehmed Zaid Kotku, Gönenli Mehmed Efendi, Esad Coşan, Musa Topbaş gibi şeyh efendilerimizin aksine, Mahmud Efendi Hazretlerinden istifade etme fırsatı buldum 2 defa da o güzel pamuk ellerini öpme şerefine nail oldum. 

AĞLAMAK ne için? Neden?

ALLAH'ın rızası doğrultusunda yaşayıp vefat eden insanların arkasından ağlarız; sevdiğimiz bir yakınımız öldüğünde ağlarız. Bir şehid haberini duyduğumuzda da üzülüp ağlayabiliriz. Lakin, Vefat eden kişi Rabbinin rızasına uygun yaşamışsa o ölüm onun için mükafattır. O halde onun için mükafat olan bir yeni başlangıca ağlamak boşunadır. Ağlanacak bir şey varsa ortada "kendimize, kendi halimize" ağlamaktır. Ondan biraz daha istifade edebilseydik diye ağlarız belki bilinç altımızda farkında olmayarak. Onun gidişine değil, bizim onu kaybedişimize ağlarız! 

Mahmud Ustaosmanoğlu güzel bir insandı, örnekti, saf temizdi; sünnetleri ihya eden son dönemin en dikkat çeken alimlerindendi. Sünnetlerin kaybolmaya yüz tuttuğu, yıpratılmaya çalıştığı bir dönemde Peygamber Efendimizin sünnetlerine azami özen göstererek yaşadı ve cemaatine de bunu tavsiye etti ve yaşattı.

Dünyanın farklı ülkelerindeki İslam alimlerinin de kendisine biat ettiği, lider seçtiği bir kişiydi Mahmud Efendi. Yakın tarihte İslam alimlerinin İstanbul'a gelip Mahmud Efendi'ye biat edeceğini öğrenen pensilvanyalı sapığın bunu engelleme çabasına da şahid oldum (bu mevzuyu çoğu kişi bilmez).  Ölenin ardından güzel şeyler söylemek gerek denir amma, gerçekten çok güzel bir insandı ve bir ay önce kalp krizi geçirdiğim için sizlere yazamadığım halde hiç sıkıntı çekmeden bu yazımı neşredebiliyorum. Az önce Yasin'i şerif okudum Efendi Hazretlerinin ruhuna ve hiç takılmadan bir çırpıda bitiriverdim. Güzel güzeldir; kötü kötü. En büyük adaletsizliklerden biri bence iyi ile kötüye aynı muameleyi yapmaktır. Kötü olanın ardından övgüler düzemem, cenazesine gitmem, fatiha bile okumam, Allah rahmet etsin demem. Hayatı İslam ve dindar Müslüman düşmanlığıyla geçmiş kişilerin camilerden cenazelerinin kaldırılmasına da karşıyım. 

Rabbim Mahmud Ustaosmanoğlu Hazretlerinin kabrini nur eylesin; ailesine, bizlere ve tüm şuurlu müminlere sabır versin, cennette bizleri kendisine komşu eylesin.  İbrahim Tamer

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve trabzonhabermerkezi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.