Liderliğini meşrulaştırmak isteyen ebeveyn korkuyu kullanabiliyor

Sağlık 08.07.2024 - 13:20, Güncelleme: 08.07.2024 - 13:20
 

Liderliğini meşrulaştırmak isteyen ebeveyn korkuyu kullanabiliyor

Korkunun kişinin kendini tehlikede hissettiği durumlarda ortaya çıkan doğal bir duygu olduğuna dikkat çeken Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, korkularla başa çıkmak için önce onları tanımak, sonra çözüm odaklı veya duygusal rahatlama odaklı yaklaşımlar geliştirmek gerektiğini hatırlatıyor. Korku duygusunun diktatörler tarafından sıkça kullanılan bir araç olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Tarhan, anne veya babanın da kendi liderliğini meşrulaştırmak için korkuyu kullanabildiğini belirtti.İSTANBUL (İGFA) - Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, kurtulamadığımız korkular konusunu değerlendirdi.  KORKUYA ‘PSYCHİC PAİN’ YANİ ‘PSİKOLOJİK AĞRI’ DİYENLER VAR Prof. Dr. Nevzat Tarhan, korku, kaygı ve sıkıntı gibi duyguların, insanın bedensel bütünlüğü bozulduğunda ağrı hissetmesi veya kas ve eklem gerilimi yaşaması gibi, psikolojik bütünlüğü bozulduğunda da ortaya çıktığını ifade ederek, “Bu nedenle, korkuya ‘psychic pain’ yani ‘psikolojik ağrı’ diyenler var. Korku, kişinin kendini tehlikede hissettiği durumlarda ortaya çıkan doğal bir duygu. İlk korku duygusu, bir çocuğun doğar doğmaz yaşadığı ilk duygudur.” dedi. Hayvanlarda korku duygusunun genetik olarak kodlandığını dile getiren Prof. Dr. Tarhan, “Mesela bir aslan kendi alanında korkusuzdur. Ama tehlikede hissettiği zaman, etrafını çakallar sararsa, tek başına kalırsa, yaralanacağım diye o koca aslan kaçar. Bu korku duygusudur.” diye konuştu. İNSANIN DÖRT TEMEL KORKUSU VAR İnsanın, özgür iradesiyle yemek, içmek, üremek ve barınmaktan öteye giderek kendini geliştirme, ilerleme, olayları analiz etme, gelecekle ilgilenme ve geçmişle yüzleşme gibi endişeler taşıdığını kaydeden Prof. Dr. Tarhan, “Bu endişeler korku duygusunu ortaya çıkarıyor. Ünlü psikiyatrist Yalom'un belirttiği gibi, insanın dört temel korkusu vardır: anlamsızlık korkusu, belirsizlik korkusu, yalnızlık korkusu ve ölüm korkusu. Bu korkular, tüm insanlarda ortak olup diğer canlılarda bulunmaz.” dedi. Korku hissinin, nesne veya olaydan ziyade, kişilerin bu nesne veya olaya verdiği anlamdan kaynaklandığını dile getiren Prof. Dr. Tarhan, Sri Lanka'da "intihar otu" olarak bilinen bir otu, çiğneyen kişilerin ölümden korkmamaya başladığını, bu kişiler, korkusuzca tehlikeli davranışlar sergileyebildiğini anlattı. ANNE VEYA BABA KENDİ LİDERLİĞİNİ MEŞRULAŞTIRMAK İÇİN KORKUYU KULLANABİLİYOR Filozof Spinoza'nın belirttiği gibi, korku duygusunun diktatörler tarafından sıkça kullanılan bir araç olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Tarhan, Spinoza’nın, "Bir siyasi iktidar korkuyu meşrulaştırma aracı olarak kullanır" diyerek, diktatörlerin insanları sindirmek ve kontrol etmek için korkuyu politize ettiğini, aynı durumun aile içinde de görülebildiğini; anne veya babanın, kendi liderliğini meşrulaştırmak için korkuyu kullanabildiğini, bunun korkunun kötüye kullanılması olduğunu söyledi. Korkunun, yenilikçilik, girişimcilik ve keşfetmenin önündeki en büyük engellerden biri olduğunu da kaydeden Prof. Dr. Tarhan, “İnsanların özgürleşmesinin önündeki en büyük engel de özgürlük korkusudur. İnsan, özgür olmaktan korkar ve bu korku, onu köleliğe teslim eder. Asıl esaret, kişinin korktuğu zaman mücadeleden vazgeçmesidir. Korku, insanı pasifleştirir ve onu ilerlemekten alıkoyar.” diye konuştu. KORKU HİSSİNİ BİR TEHDİT OLARAK GÖRMEMEK GEREKİR Prof. Dr. Nevzat Tarhan, yılan veya akrep korkusu gibi bazı korkuların genetik kökenli olduğuna işaret ederek, bu tür korkuların, bu canlıları hiç görmemiş olanlarda bile mevcut olduğunu söyledi. Yükseklik korkusunun da genetik eğilime sahip bir korku olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Tarhan, “Çocuklarda bu korku hemen ortaya çıkmasa da zamanla gelişebilir. Genetik kökenli olduğuna dair kesin bir gen tanımlanmamış olsa da bu tür korkuların genetik olması gerektiği düşünülüyor.” dedi. Korkuyu yaşayan kişinin, onunla ilgili oluşturduğu düşüncelerle korkusunu yönetebileceğini ifade eden Prof. Dr. Tarhan, “Korku hissini bir tehdit olarak görmemek gerekir.” Şeklinde konuştu. KORKU HEM İNSANLAR HEM DE HAYVANLAR İÇİN ÖNEMLİ BİR DUYGU Prof. Dr. Nevzat Tarhan, korkunun, korkuyla yaşadığına vurgu yaparak, korkunun hayvanlar tarafından hissedildiğini dile getirerek, “Korku, ayna nöronlar aracılığıyla diğer canlılara iletilir. İnsanlar korktuğunda, karşılarındaki kişi veya hayvan bu korkuyu ‘okur’ ve buna göre tepki verir. Hayvanlar da korkuyu algılama konusunda duyarlıdır ve bu nedenle korku hem insanlar hem de hayvanlar için önemli bir duygu olarak karşımıza çıkar.” dedi. ÇOCUKLARDA KORKU ANNE BABANIN TEPKİLERİNE GÖRE ŞEKİLLENİYOR Yeni yürümeye başlayan bir çocuğun gölgesinden korkabileceğini ancak anne ve babasının soğukkanlı tutumları sayesinde korkmamayı öğreneceğini ifade eden Prof. Dr. Tarhan, “Çocuklar çevrelerini ve büyüklerini referans alarak öğrenirler, bu nedenle korkuyu da bu şekilde öğrenirler. Anne ve babanın tutumları bu konuda çok önemlidir. Örneğin, çocuk anne ve babasıyla birlikte korkunç bir video izlerse, tek başına olduğunda videodaki şeylerin ekrandan çıkıp ona saldıracağını düşünebilir. Ancak, yanında anne ve babası varsa ve onlar sakin kalırsa, çocuk da sakin kalır. Bu nedenle çocuklarda korku anne babanın tepkilerine göre şekillenir.” diye konuştu. "SAVAŞ YA DA KAÇ" TEPKİSİ…  “İnsanlar korku veya tehlikeyle karşılaştıklarında "savaş ya da kaç" tepkisi verirler. Bu tepki, vücudun stres altında nasıl davranacağını belirler. Eğer bir kişi tehlikeyi yönetebilecekse ve stres altında soğukkanlı kalma becerisine sahipse, bu korkuyu soğukkanlı bir şekilde yönetebilir.” diyen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, İslam alimi İmam-ı Azam'ın talebeleriyle yürürken uzun boynuzlu bir öküzle karşılaştığı ve yolunu değiştirdiğini, hocanın korkup korkmadığı sorulduğunda, "Onun boynuzu varsa benim de aklım var" dediğini anlatarak, bunun, aklı kullanarak korkuyu yönetmek olduğunu söyledi. Kontrol edilebilir korkuların vücutta ciddi reaksiyonlar yapmadığını dile getiren Prof. Dr. Tarhan, “Kontrol edilemeyen korkularda göz bebekleri büyüyor, damar direnci artıyor, tansiyon yükseliyor. Sık sık nefes alıyor, oksijen yükseliyor, glikoz kana karışıyor, kan yağları karışıyor, kaslar kasılıyor, savaş durumuna geçiyor. Tansiyonu düşerse düşüp bayılıyor. Korkunun hastalık haline gelmiş hali kaygı ve panik bozukluğu.” dedi. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, korkularla başa çıkmak için geliştirilen fikirlerin oldukça önemli olduğunu kaydederek, “Korkuyu yönetmek, problemi iki farklı yaklaşımla ele almayı gerektirir; probleme odaklı baş etme yöntemi ve duygusal rahatlamaya yönelik baş etme yöntemi. Probleme odaklı baş etme yönteminde kişi, problemi çözmeye çalışır ve korkuyu ortadan kaldıracak davranışlar geliştirir. Bu, genellikle en çok tavsiye edilen yöntemdir. Ancak, bazı durumlar kontrol edilemez ve çözülemez nitelikte olabilir, örneğin ölüm korkusu. Bu tür büyük problemler karşısında, duygusal rahatlamaya yönelik baş etme yöntemi devreye girer.” diye konuştu. ÖLÜM KORKUSUYLA BAŞA ÇIKMAK Ölüm korkusuyla başa çıkmak için, "Hayat varsa ümit de vardır" düşüncesinin önemli olduğunu anlatan Prof. Dr. Tarhan, insanların, ölümün bir son değil, bir mekan değişikliği olduğunu kabul edebileceklerini ve "Hayatımı hesap verebilir bir şekilde yaşadıysam, ölümden niye korkayım?" düşüncesinin bu korkuyu yönetmeye yardımcı olabileceğini kaydetti. Yaşamayı bilen ve her gününü hayatının son günü gibi değerlendiren insanların ölümden korkmadığını da ifade eden Prof. Dr. Tarhan, “Bazı insanlar, dünyada unutulmaktan korkar. Oysa dünyaya iyi şeyler katmış bir insan unutulmaktan korkmamalıdır. Yaşlanmaktan korkmak da benzer bir durumdur; hayatının her döneminin kıymetini bilerek yaşayan ve her yaşın hakkını veren biri, yaşlanmaktan korkmamayı başarabilir. Kısacası, korkularla başa çıkmak için önce onları tanımak, sonra çözüm odaklı veya duygusal rahatlama odaklı yaklaşımlar geliştirmek gereklidir. Bu sayede korkular, hayatı olumsuz etkilemeden yönetilebilir.” dedi. 

Korkunun kişinin kendini tehlikede hissettiği durumlarda ortaya çıkan doğal bir duygu olduğuna dikkat çeken Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, korkularla başa çıkmak için önce onları tanımak, sonra çözüm odaklı veya duygusal rahatlama odaklı yaklaşımlar geliştirmek gerektiğini hatırlatıyor. Korku duygusunun diktatörler tarafından sıkça kullanılan bir araç olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Tarhan, anne veya babanın da kendi liderliğini meşrulaştırmak için korkuyu kullanabildiğini belirtti.

İSTANBUL (İGFA) - Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, kurtulamadığımız korkular konusunu değerlendirdi. 

KORKUYA ‘PSYCHİC PAİN’ YANİ ‘PSİKOLOJİK AĞRI’ DİYENLER VAR

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, korku, kaygı ve sıkıntı gibi duyguların, insanın bedensel bütünlüğü bozulduğunda ağrı hissetmesi veya kas ve eklem gerilimi yaşaması gibi, psikolojik bütünlüğü bozulduğunda da ortaya çıktığını ifade ederek, “Bu nedenle, korkuya ‘psychic pain’ yani ‘psikolojik ağrı’ diyenler var. Korku, kişinin kendini tehlikede hissettiği durumlarda ortaya çıkan doğal bir duygu. İlk korku duygusu, bir çocuğun doğar doğmaz yaşadığı ilk duygudur.” dedi.

Hayvanlarda korku duygusunun genetik olarak kodlandığını dile getiren Prof. Dr. Tarhan, “Mesela bir aslan kendi alanında korkusuzdur. Ama tehlikede hissettiği zaman, etrafını çakallar sararsa, tek başına kalırsa, yaralanacağım diye o koca aslan kaçar. Bu korku duygusudur.” diye konuştu.

İNSANIN DÖRT TEMEL KORKUSU VAR

İnsanın, özgür iradesiyle yemek, içmek, üremek ve barınmaktan öteye giderek kendini geliştirme, ilerleme, olayları analiz etme, gelecekle ilgilenme ve geçmişle yüzleşme gibi endişeler taşıdığını kaydeden Prof. Dr. Tarhan, “Bu endişeler korku duygusunu ortaya çıkarıyor. Ünlü psikiyatrist Yalom'un belirttiği gibi, insanın dört temel korkusu vardır: anlamsızlık korkusu, belirsizlik korkusu, yalnızlık korkusu ve ölüm korkusu. Bu korkular, tüm insanlarda ortak olup diğer canlılarda bulunmaz.” dedi.

Korku hissinin, nesne veya olaydan ziyade, kişilerin bu nesne veya olaya verdiği anlamdan kaynaklandığını dile getiren Prof. Dr. Tarhan, Sri Lanka'da "intihar otu" olarak bilinen bir otu, çiğneyen kişilerin ölümden korkmamaya başladığını, bu kişiler, korkusuzca tehlikeli davranışlar sergileyebildiğini anlattı.

ANNE VEYA BABA KENDİ LİDERLİĞİNİ MEŞRULAŞTIRMAK İÇİN KORKUYU KULLANABİLİYOR

Filozof Spinoza'nın belirttiği gibi, korku duygusunun diktatörler tarafından sıkça kullanılan bir araç olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Tarhan, Spinoza’nın, "Bir siyasi iktidar korkuyu meşrulaştırma aracı olarak kullanır" diyerek, diktatörlerin insanları sindirmek ve kontrol etmek için korkuyu politize ettiğini, aynı durumun aile içinde de görülebildiğini; anne veya babanın, kendi liderliğini meşrulaştırmak için korkuyu kullanabildiğini, bunun korkunun kötüye kullanılması olduğunu söyledi.

Korkunun, yenilikçilik, girişimcilik ve keşfetmenin önündeki en büyük engellerden biri olduğunu da kaydeden Prof. Dr. Tarhan, “İnsanların özgürleşmesinin önündeki en büyük engel de özgürlük korkusudur. İnsan, özgür olmaktan korkar ve bu korku, onu köleliğe teslim eder. Asıl esaret, kişinin korktuğu zaman mücadeleden vazgeçmesidir. Korku, insanı pasifleştirir ve onu ilerlemekten alıkoyar.” diye konuştu.

KORKU HİSSİNİ BİR TEHDİT OLARAK GÖRMEMEK GEREKİR

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, yılan veya akrep korkusu gibi bazı korkuların genetik kökenli olduğuna işaret ederek, bu tür korkuların, bu canlıları hiç görmemiş olanlarda bile mevcut olduğunu söyledi.

Yükseklik korkusunun da genetik eğilime sahip bir korku olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Tarhan, “Çocuklarda bu korku hemen ortaya çıkmasa da zamanla gelişebilir. Genetik kökenli olduğuna dair kesin bir gen tanımlanmamış olsa da bu tür korkuların genetik olması gerektiği düşünülüyor.” dedi.

Korkuyu yaşayan kişinin, onunla ilgili oluşturduğu düşüncelerle korkusunu yönetebileceğini ifade eden Prof. Dr. Tarhan, “Korku hissini bir tehdit olarak görmemek gerekir.” Şeklinde konuştu.

KORKU HEM İNSANLAR HEM DE HAYVANLAR İÇİN ÖNEMLİ BİR DUYGU

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, korkunun, korkuyla yaşadığına vurgu yaparak, korkunun hayvanlar tarafından hissedildiğini dile getirerek, “Korku, ayna nöronlar aracılığıyla diğer canlılara iletilir. İnsanlar korktuğunda, karşılarındaki kişi veya hayvan bu korkuyu ‘okur’ ve buna göre tepki verir. Hayvanlar da korkuyu algılama konusunda duyarlıdır ve bu nedenle korku hem insanlar hem de hayvanlar için önemli bir duygu olarak karşımıza çıkar.” dedi.

ÇOCUKLARDA KORKU ANNE BABANIN TEPKİLERİNE GÖRE ŞEKİLLENİYOR

Yeni yürümeye başlayan bir çocuğun gölgesinden korkabileceğini ancak anne ve babasının soğukkanlı tutumları sayesinde korkmamayı öğreneceğini ifade eden Prof. Dr. Tarhan, “Çocuklar çevrelerini ve büyüklerini referans alarak öğrenirler, bu nedenle korkuyu da bu şekilde öğrenirler. Anne ve babanın tutumları bu konuda çok önemlidir. Örneğin, çocuk anne ve babasıyla birlikte korkunç bir video izlerse, tek başına olduğunda videodaki şeylerin ekrandan çıkıp ona saldıracağını düşünebilir. Ancak, yanında anne ve babası varsa ve onlar sakin kalırsa, çocuk da sakin kalır. Bu nedenle çocuklarda korku anne babanın tepkilerine göre şekillenir.” diye konuştu.

"SAVAŞ YA DA KAÇ" TEPKİSİ… 

“İnsanlar korku veya tehlikeyle karşılaştıklarında "savaş ya da kaç" tepkisi verirler. Bu tepki, vücudun stres altında nasıl davranacağını belirler. Eğer bir kişi tehlikeyi yönetebilecekse ve stres altında soğukkanlı kalma becerisine sahipse, bu korkuyu soğukkanlı bir şekilde yönetebilir.” diyen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, İslam alimi İmam-ı Azam'ın talebeleriyle yürürken uzun boynuzlu bir öküzle karşılaştığı ve yolunu değiştirdiğini, hocanın korkup korkmadığı sorulduğunda, "Onun boynuzu varsa benim de aklım var" dediğini anlatarak, bunun, aklı kullanarak korkuyu yönetmek olduğunu söyledi.

Kontrol edilebilir korkuların vücutta ciddi reaksiyonlar yapmadığını dile getiren Prof. Dr. Tarhan, “Kontrol edilemeyen korkularda göz bebekleri büyüyor, damar direnci artıyor, tansiyon yükseliyor. Sık sık nefes alıyor, oksijen yükseliyor, glikoz kana karışıyor, kan yağları karışıyor, kaslar kasılıyor, savaş durumuna geçiyor. Tansiyonu düşerse düşüp bayılıyor. Korkunun hastalık haline gelmiş hali kaygı ve panik bozukluğu.” dedi.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, korkularla başa çıkmak için geliştirilen fikirlerin oldukça önemli olduğunu kaydederek, “Korkuyu yönetmek, problemi iki farklı yaklaşımla ele almayı gerektirir; probleme odaklı baş etme yöntemi ve duygusal rahatlamaya yönelik baş etme yöntemi. Probleme odaklı baş etme yönteminde kişi, problemi çözmeye çalışır ve korkuyu ortadan kaldıracak davranışlar geliştirir. Bu, genellikle en çok tavsiye edilen yöntemdir. Ancak, bazı durumlar kontrol edilemez ve çözülemez nitelikte olabilir, örneğin ölüm korkusu. Bu tür büyük problemler karşısında, duygusal rahatlamaya yönelik baş etme yöntemi devreye girer.” diye konuştu.

ÖLÜM KORKUSUYLA BAŞA ÇIKMAK

Ölüm korkusuyla başa çıkmak için, "Hayat varsa ümit de vardır" düşüncesinin önemli olduğunu anlatan Prof. Dr. Tarhan, insanların, ölümün bir son değil, bir mekan değişikliği olduğunu kabul edebileceklerini ve "Hayatımı hesap verebilir bir şekilde yaşadıysam, ölümden niye korkayım?" düşüncesinin bu korkuyu yönetmeye yardımcı olabileceğini kaydetti.

Yaşamayı bilen ve her gününü hayatının son günü gibi değerlendiren insanların ölümden korkmadığını da ifade eden Prof. Dr. Tarhan, “Bazı insanlar, dünyada unutulmaktan korkar. Oysa dünyaya iyi şeyler katmış bir insan unutulmaktan korkmamalıdır. Yaşlanmaktan korkmak da benzer bir durumdur; hayatının her döneminin kıymetini bilerek yaşayan ve her yaşın hakkını veren biri, yaşlanmaktan korkmamayı başarabilir. Kısacası, korkularla başa çıkmak için önce onları tanımak, sonra çözüm odaklı veya duygusal rahatlama odaklı yaklaşımlar geliştirmek gereklidir. Bu sayede korkular, hayatı olumsuz etkilemeden yönetilebilir.” dedi. 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve trabzonhabermerkezi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Adana escort bayan Çukurova escort bayan Seyhan escort bayan Ankara escort bayan Mamak escort bayan Etimesgut escort bayan Polatlı escort bayan Pursaklar escort bayan Haymana escort bayan Çankaya escort bayan Keçiören escort bayan Sincan escort bayan Antalya escort bayan Kumluca escort bayan Konyaaltı escort bayan Manavgat escort bayan Muratpaşa escort bayan Kaş escort bayan Alanya escort bayan Kemer escort bayan Bursa escort bayan Eskişehir escort bayan Gaziantep escort bayan Şahinbey escort bayan Nizip escort bayan Şehitkamil escort bayan İstanbul escort bayan Merter escort bayan Nişantaşı escort bayan Şerifali escort bayan Maltepe escort bayan Sancaktepe escort bayan Eyüpsultan escort bayan Şişli escort bayan Kayaşehir escort bayan Büyükçekmece escort bayan Beşiktaş escort bayan Mecidiyeköy escort bayan Zeytinburnu escort bayan Sarıyer escort bayan Bayrampaşa escort bayan Fulya escort bayan Beyoğlu escort bayan Başakşehir escort bayan Tuzla escort bayan Beylikdüzü escort bayan Pendik escort bayan Bağcılar escort bayan Ümraniye escort bayan Üsküdar escort bayan Esenyurt escort bayan Küçükçekmece escort bayan Esenler escort bayan Güngören escort bayan Kurtköy escort bayan Bahçelievler escort bayan Sultanbeyli escort bayan Ataşehir escort bayan Kağıthane escort bayan Fatih escort bayan Çekmeköy escort bayan Çatalca escort bayan Bakırköy escort bayan Kadıköy escort bayan Avcılar escort bayan Beykoz escort bayan Kartal escort bayan İzmir escort bayan Balçova escort bayan Konak escort bayan Bayraklı escort bayan Buca escort bayan Çiğli escort bayan Gaziemir escort bayan Bergama escort bayan Karşıyaka escort bayan Urla escort bayan Bornova escort bayan Çeşme escort bayan Kayseri escort bayan Kocaeli escort bayan Gebze escort bayan İzmit escort bayan Malatya escort bayan Manisa escort bayan Mersin escort bayan Yenişehir escort bayan Mezitli escort bayan Erdemli escort bayan Silifke escort bayan Akdeniz escort bayan Anamur escort bayan Muğla escort bayan Bodrum escort bayan Milas escort bayan Dalaman escort bayan Marmaris escort bayan Fethiye escort bayan Datça escort bayan Samsun escort bayan Atakum escort bayan İlkadım escort bayan Adıyaman escort bayan Afyonkarahisar escort bayan Ağrı escort bayan Aksaray escort bayan Amasya escort bayan Ardahan escort bayan Artvin escort bayan Aydın escort bayan Balıkesir escort bayan Bartın escort bayan Batman escort bayan Bayburt escort bayan Bilecik escort bayan Bingöl escort bayan Bitlis escort bayan Bolu escort bayan Burdur escort bayan Çanakkale escort bayan Çankırı escort bayan Çorum escort bayan Denizli escort bayan Diyarbakır escort bayan Düzce escort bayan Edirne escort bayan Elazığ escort bayan Erzincan escort bayan Erzurum escort bayan Giresun escort bayan Gümüşhane escort bayan Hakkari escort bayan Hatay escort bayan Iğdır escort bayan Isparta escort bayan Kahramanmaraş escort bayan Karabük escort bayan Karaman escort bayan Kars escort bayan Kastamonu escort bayan Kırıkkale escort bayan Kırklareli escort bayan Kırşehir escort bayan Kilis escort bayan Konya escort bayan Kütahya escort bayan Mardin escort bayan Muş escort bayan Nevşehir escort bayan Niğde escort bayan Ordu escort bayan Osmaniye escort bayan Rize escort bayan Sakarya escort bayan Siirt escort bayan Sinop escort bayan Sivas escort bayan Şanlıurfa escort bayan Şırnak escort bayan Tekirdağ escort bayan Tokat escort bayan Trabzon escort bayan Tunceli escort bayan Uşak escort bayan Van escort bayan Yalova escort bayan Yozgat escort bayan Zonguldak escort bayan
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.