İbrahim Tamer
Köşe Yazarı
İbrahim Tamer
 

15 Temmuz Kontrollü Hainlik

chp, lideri, fetttoşçular ve nonoşlar dillerine bir "kontrollü darbe" lafı doladılar gidiyorlar. Benim zerrece umurumda değil bu güruhun ne dediği lakin, bazı saf insanlar da düşünmeden, papağan gibi telâfuz etmeye, sohbet arasında bu kelimeyi sarf etmeye başladılar. 15 Temmuz için bence kullanılması gereken bir kelime varsa o da "kontrollü hainlik, kontrollü ihanet" ibaresidir. Aslında çok daha ağırını söyleyeceğim ama, "küfürbaz yazar yaşından utan" derler diye demiyorum )) Herkesin uyanık olduğu bir saatte darbe olur mu? Olmaz!.. Tabii ki olmaz. Ancak, amacınız darbe yapmak değil de, iç savaş çıkarmak ve Türkiye'yi bölünmeye açık hale getirmek ise bal gibi de o saatte darbe yapmaya kalkışırsınız! Fettoşun çocukları o kadar kendilerine güveniyorlar, öylesine bir güç zehirlenmesi haleti ruhiyesi içendeydiler kiii bu andavallar gerçekten darbe yapacaklarına inanmış olabilirler. Ne diyordu fettoşun kanalında darbe sırasında canlı yayında fettoşçu kerım balcı "bizim insanımız yerde yatmayı bilmez, değil silahların karşısına çıkmayı" minvalinde cümleler sarf etmiş ve halkı sokağa çağıran Tayyip Erdoğan için ağır ve aşağılayıcı ifadelerde bulunmuştu. Lakin, bu işin perde arkasında planlayıcıları amerikan terör teşkilatı cia'nın gayesi zaten darbe ile yönetimi ele geçirmek değil, Türkiye'de aynı Libya, Suriye gibi iç savaş çıkarmaktı. Sabaha karşı yapılsaydı kimsenin haberi olmayacağı için sokağa çıkma organizasyonlarını yapamayacaktık. Belki de o saate kadar bendeniz dahil, toplumu yönlendirecek çoğu kişi gece yarısı tutuklanmış yada infaz edilmiş olacaktık. 15 Temmuz gecesi'nde aydınlanması gereken başka bir merak konusu sorum da şu: Darbe başlandığı andan sabaha kadar neden çoğu askeri birliğin komutanı darbeye katılmayacaklarını beyan etmediler, sustular? Bir kısmı "uyuyordum, haberim olmadı" gibi insanların aklıyla alay eden açıklamalarda bulunan bu subaylar komutanlar gerçekte neyi bekliyordu? Nedenini tahmin etmekle birlikte, bu mevzuda yazmayacağım!... İlginç bir durum da şuydu: Daha bir kaç sene önce fettoşçuların tutukladığı, görevden uzaklaştırmaya çalıştığı kendilerine kemalist diyen darbeci bir başka gurup da o gece bu düşmanlarıyla yani, fettoşçularla birlikte darbe girişimine katıldılar, birlikte hareket ettiler. Bugünkü tabloya baktığımızda birbiriyle geçmişte hasım halindeki bazı grupların birlikteliğine şahid oluyoruz değil mi? Mesela, akp'liler ile MHP'liler hatta Doğu Perinçek'in Vatan Partisi tek cephe olmuşlar, aralarına MHP ile kavgalı olan BBP'li ülkücüler de bu gruba girmiş, Rahmetli Necmeddin Erbakan'ın oğlu Fatih kardeşimiz de bu grupla benzer birlik duruşundalar. Diğer yanda ise pkk'nın siyasi temsilcisi hdp ile chp ve meral akşener'in ip'i ve fettoşçular, davutoğlu, babacan cephesi. Oysa kimin aklına gelirdi ülkücü olduğunu iddia edenlerin chp-hdp ile çoğu yerde işbirliği yapabileceği? Atatürkçü olduğunu iddia eden mustafa kemalin askerleriyiz diyenlerin bölücü terör örgütü pkk'nın temsilcilerini meclise taşıyacağı, birlikte seçime girip belediyelerde Tayyip Erdoğan'ın akp'sini devireceği hangimizin kafasından geçerdi? Gerek 15 Temmuz darbe ve iç savaş çıkarma girişiminde, gerek ise sonrasındaki bu iki gruplaşmayı göz önünde bulundurduğumuzda birbirine mantıken benzemezlerin bir araya gelip cepheler oluşturmasını, bu partilerin yöneticilerinin kendi akıllarıyla başardıkları bir şey olarak görmek ne denli gerçekçi bir izah olabilir? Mevzunun bu yerinde partiler üstü 2 hatta daha fazla elin müdahil olduğu ihtimali geliyor insanın aklına: amerika başkanı bidon'un amerika senato ve meclisinde söz sahibi kişilerin söylemlerinde Tayyip Erdoğan'ı istemedikleri, iktidardan indirmek için her yolu denedikleri anlaşılıyor, eh kısmen de başardılar bazı planlarını; mesela ekonomik olarak çökerttiler bizi! akp'li yöneticiler ve kardeşlerimiz hiç boşuna atıp tutmasın ekonomimiz iyi diye. Ellerindeki yetkiyi bile kullanmıyorlar fahiş fiyat artışlarını engellemek için. Hem ekonomi alanında beceriksizler, hem de umurlarında değilmiş gibi davranıyorlar. Burada akp-MHP-VP-BBP Cumhur İttifakı cephesiyle alakalı bir husus da: Nasıl oluyor da Doğu Türkistan meselemizde katil çin devletinin savunuculuğunu yapan Doğu Perinçek'in Vatan Partisi gerek MHP ve BBP gerekse akp ile tam zıt düşündükleri hatta kavgalı oldukları halde yan yana yer alabiliyorlar?  akp ile MHP arasında geçmişten gelen "milliyetçilik" konusundaki tartışmaların son bulmasının MHP'nin aşırı türkçü söylemlerden vaz geçmesinin, akp'nin de Atatürkçülük konusunun üzerine gitmemesinin mantıki bir izahı var. Devlet bir tarafa, az daha vatanımız elimizden gidecek parçalanacaktı. Hal böyle iken Vatansever ülkücülerin ve vatansever akp'lilerin teferruatlarda boğulmak yerine bekâ sorunumuz için bir araya getirilmeleri (getirilmeleri dedim çünkü, bence ister ismine ak sakallılar deyin ister başka bir şey, vatanını öncelik tutan derin devletin iyi kanadı el koydu bu duruma) çok kolay oldu. Zaten mantıken düşündüğünüzde ve konuya vakıf iseniz bu iki grup yani Atatürkçüler ile Dindar Müslümanların birbirini sevmemesinin altında yatan en önemli mevzu: kendilerine "atatürkçüyüm" diyen gerçekte ise mustafa kemal'i sevmeyen bir takım grup ve derneklerin sadece dindar Müslümanlara baskı ve şiddet uygulamak için Mustafa Kemal'in arkasına sığınması, paravan olarak kullanmasından kaynaklanıyordu. MHP ve chp'nin içinde İslam'a düşman olmayan, dindar Müslümanlara kin gütmeyen veee gerçekten Atatürkçü çok vatansever insan vardı ve bence çok şükür ki bu gerçek Atatürkçüler şu an vatanın selameti için akp'li kardeşlerimizle bir araya geldiler. Vatan Partisi Doğu Perinçek ne kadar milli, ne kadar vatansever bilmiyorum. Çünkü, Doğu Türkistan Sincan'da Uygur Türklerinin, Kırım'da Kırım Türklerinin haklarını savunmak yerine Çin'in ve Rusya'nın yanında yer alan açıklamalarda bulunan bu partinin şu an Cumhur İttifakı'nın içinde yer almamakla beraber, dışarıdan Tayyip Erdoğan yönetimini desteklemesi bence: Tayyip Erdoğan, Devlet Bahçeli komutasındaki bu ittifakın amerika ve nato konusundaki sert tutumlarından kaynaklanıyor.  Tayyip Erdoğan'ın iktidarının, milli menfaatlerimiz gereği uyguladığı iç ve dış politika kuşkusuz ki Rusya ve Çin'in hoşuna gidiyor. Biz her ne kadar politik hamlelerimiz Rusya ve Çin'in hoşuna gitsin düşüncesiyle yapmasak da, Türkiye'yi bölmeye, parçalamaya, işgal etmeye çalışan başta amerika olmak üzere, nato'nun emperyalist ve şımarık devletlerinin tepkisini çeken bu tavırlarımız, operasyonlarımız ve S-400, nükleer santral, Astana ve daha bir çok konuda Rusya ile yakın ilişkilerde bulunmamız nedeniyle Rusya ve Çin şu an için Cumhur İttifakı'nı destekliyor. Muhtemelen de bunların bu yaklaşımı sayesinde Doğu Perinçek ve Vatan Partisi bu ittifaka bu nedenle dışarıdan destek veriyor. Yazım yine uzun oldu, muhtemelen bir çoğunuz sıkıldınız; daha fazla uzatmayacağım ve "millet ittifakı" cephesinin hangi emperyalist sömürgeci dış güçlerin emellerine hizmet ettiğini; kimler tarafından nasıl bir araya getirildiğini yazmayacağım. Her şey çok net ortada!... Bir yanda milli hemen her şeye sahip çıkan, savunan ve milli politikalar geliştirip uygulayan Cumhur İttifakı var; diğer yanda hemen hemen yapılan her milli politikaya ve girişime karşı çıkan, geldiklerinde bütün yapılan milli uygulamaları durduracağını, fesih edeceğini söyleyen millet ittifakı var! Gayem bir ittifakın ya da bir partinin savunuculuğunu yapmak değil; hayatım boyunca çizgimden sapmadığım ÜLKÜ ve VATAN davama faydamın dokunmasıdır. 15 Temmuz 2016 akşamı ve ertesi gün kimler darbecilerle savaştı, kimler kaçıp saklandı her şey ayan beyan ortada. Çoğu kişi darbeci alçaklardan korkacağımızı, evlerimize çekilip sadece dua edip ALLAH'a yalvaracağımızı bekliyordu bizden. Onların hayallerini hüsrana uğrattık, darbe girişimlerini başlarına geçirdik!.. cia amerika ve bazıları da iç savaş çıkar diye planlar yapmışlardı. Çok şükür darbe şakşakçısı müptezeller çıkmadılar o gün sokaklarda karşımıza; Başkomutanımız Recep Tayyip Erdoğan korkmadı, kaçmadı, koydu başını bu yola, çağırdı kahraman halkını sokaklara; vatansever komutanlarımız hemen açıklama yaptılar darbeyi desteklemediklerini ve milletin meşru iradesinin yanında olduklarını; Türkmen Beyimiz Sayın Devlet Bahçeli de ilk dakikada kendine yakışan asil tavrını sergiledi, belli etti tarafını ve Rabbim korudu bu vatanı! Vatan anadır; anasını satan, peşkeş çeken hain alçak namussuzdur! 623 sene ile dünyanın en uzun imparatorluğunu kurmuş ve cihana adaletiyle hükmetmiş, emretmiş ataları olan bizler,  bir avuç hain onun bunun çocuğuna teslim etmeyiz bu Vatanı!... İbrahim Tamer
Ekleme Tarihi: 18 Temmuz 2022 - Pazartesi

15 Temmuz Kontrollü Hainlik

chp, lideri, fetttoşçular ve nonoşlar dillerine bir "kontrollü darbe" lafı doladılar gidiyorlar. Benim zerrece umurumda değil bu güruhun ne dediği lakin, bazı saf insanlar da düşünmeden, papağan gibi telâfuz etmeye, sohbet arasında bu kelimeyi sarf etmeye başladılar.

15 Temmuz için bence kullanılması gereken bir kelime varsa o da "kontrollü hainlik, kontrollü ihanet" ibaresidir.

Aslında çok daha ağırını söyleyeceğim ama, "küfürbaz yazar yaşından utan" derler diye demiyorum ))

Herkesin uyanık olduğu bir saatte darbe olur mu?
Olmaz!.. Tabii ki olmaz.
Ancak, amacınız darbe yapmak değil de, iç savaş çıkarmak ve Türkiye'yi bölünmeye açık hale getirmek ise bal gibi de o saatte darbe yapmaya kalkışırsınız!

Fettoşun çocukları o kadar kendilerine güveniyorlar, öylesine bir güç zehirlenmesi haleti ruhiyesi içendeydiler kiii bu andavallar gerçekten darbe yapacaklarına inanmış olabilirler.

Ne diyordu fettoşun kanalında darbe sırasında canlı yayında fettoşçu kerım balcı "bizim insanımız yerde yatmayı bilmez, değil silahların karşısına çıkmayı" minvalinde cümleler sarf etmiş ve halkı sokağa çağıran Tayyip Erdoğan için ağır ve aşağılayıcı ifadelerde bulunmuştu.

Lakin, bu işin perde arkasında planlayıcıları amerikan terör teşkilatı cia'nın gayesi zaten darbe ile yönetimi ele geçirmek değil, Türkiye'de aynı Libya, Suriye gibi iç savaş çıkarmaktı.

Sabaha karşı yapılsaydı kimsenin haberi olmayacağı için sokağa çıkma organizasyonlarını yapamayacaktık. Belki de o saate kadar bendeniz dahil, toplumu yönlendirecek çoğu kişi gece yarısı tutuklanmış yada infaz edilmiş olacaktık.

15 Temmuz gecesi'nde aydınlanması gereken başka bir merak konusu sorum da şu:
Darbe başlandığı andan sabaha kadar neden çoğu askeri birliğin komutanı darbeye katılmayacaklarını beyan etmediler, sustular?
Bir kısmı "uyuyordum, haberim olmadı" gibi insanların aklıyla alay eden açıklamalarda bulunan bu subaylar komutanlar gerçekte neyi bekliyordu?
Nedenini tahmin etmekle birlikte, bu mevzuda yazmayacağım!...

İlginç bir durum da şuydu: Daha bir kaç sene önce fettoşçuların tutukladığı, görevden uzaklaştırmaya çalıştığı kendilerine kemalist diyen darbeci bir başka gurup da o gece bu düşmanlarıyla yani, fettoşçularla birlikte darbe girişimine katıldılar, birlikte hareket ettiler.
Bugünkü tabloya baktığımızda birbiriyle geçmişte hasım halindeki bazı grupların birlikteliğine şahid oluyoruz değil mi? Mesela, akp'liler ile MHP'liler hatta Doğu Perinçek'in Vatan Partisi tek cephe olmuşlar, aralarına MHP ile kavgalı olan BBP'li ülkücüler de bu gruba girmiş, Rahmetli Necmeddin Erbakan'ın oğlu Fatih kardeşimiz de bu grupla benzer birlik duruşundalar.
Diğer yanda ise pkk'nın siyasi temsilcisi hdp ile chp ve meral akşener'in ip'i ve fettoşçular, davutoğlu, babacan cephesi.
Oysa kimin aklına gelirdi ülkücü olduğunu iddia edenlerin chp-hdp ile çoğu yerde işbirliği yapabileceği? Atatürkçü olduğunu iddia eden mustafa kemalin askerleriyiz diyenlerin bölücü terör örgütü pkk'nın temsilcilerini meclise taşıyacağı, birlikte seçime girip belediyelerde Tayyip Erdoğan'ın akp'sini devireceği hangimizin kafasından geçerdi?

Gerek 15 Temmuz darbe ve iç savaş çıkarma girişiminde, gerek ise sonrasındaki bu iki gruplaşmayı göz önünde bulundurduğumuzda birbirine mantıken benzemezlerin bir araya gelip cepheler oluşturmasını, bu partilerin yöneticilerinin kendi akıllarıyla başardıkları bir şey olarak görmek ne denli gerçekçi bir izah olabilir?

Mevzunun bu yerinde partiler üstü 2 hatta daha fazla elin müdahil olduğu ihtimali geliyor insanın aklına:
amerika başkanı bidon'un amerika senato ve meclisinde söz sahibi kişilerin söylemlerinde Tayyip Erdoğan'ı istemedikleri, iktidardan indirmek için her yolu denedikleri anlaşılıyor, eh kısmen de başardılar bazı planlarını; mesela ekonomik olarak çökerttiler bizi!

akp'li yöneticiler ve kardeşlerimiz hiç boşuna atıp tutmasın ekonomimiz iyi diye. Ellerindeki yetkiyi bile kullanmıyorlar fahiş fiyat artışlarını engellemek için. Hem ekonomi alanında beceriksizler, hem de umurlarında değilmiş gibi davranıyorlar.

Burada akp-MHP-VP-BBP Cumhur İttifakı cephesiyle alakalı bir husus da: Nasıl oluyor da Doğu Türkistan meselemizde katil çin devletinin savunuculuğunu yapan Doğu Perinçek'in Vatan Partisi gerek MHP ve BBP gerekse akp ile tam zıt düşündükleri hatta kavgalı oldukları halde yan yana yer alabiliyorlar? 

akp ile MHP arasında geçmişten gelen "milliyetçilik" konusundaki tartışmaların son bulmasının MHP'nin aşırı türkçü söylemlerden vaz geçmesinin, akp'nin de Atatürkçülük konusunun üzerine gitmemesinin mantıki bir izahı var.

Devlet bir tarafa, az daha vatanımız elimizden gidecek parçalanacaktı. Hal böyle iken Vatansever ülkücülerin ve vatansever akp'lilerin teferruatlarda boğulmak yerine bekâ sorunumuz için bir araya getirilmeleri (getirilmeleri dedim çünkü, bence ister ismine ak sakallılar deyin ister başka bir şey, vatanını öncelik tutan derin devletin iyi kanadı el koydu bu duruma) çok kolay oldu. Zaten mantıken düşündüğünüzde ve konuya vakıf iseniz bu iki grup yani Atatürkçüler ile Dindar Müslümanların birbirini sevmemesinin altında yatan en önemli mevzu: kendilerine "atatürkçüyüm" diyen gerçekte ise mustafa kemal'i sevmeyen bir takım grup ve derneklerin sadece dindar Müslümanlara baskı ve şiddet uygulamak için Mustafa Kemal'in arkasına sığınması, paravan olarak kullanmasından kaynaklanıyordu. MHP ve chp'nin içinde İslam'a düşman olmayan, dindar Müslümanlara kin gütmeyen veee gerçekten Atatürkçü çok vatansever insan vardı ve bence çok şükür ki bu gerçek Atatürkçüler şu an vatanın selameti için akp'li kardeşlerimizle bir araya geldiler.

Vatan Partisi Doğu Perinçek ne kadar milli, ne kadar vatansever bilmiyorum. Çünkü, Doğu Türkistan Sincan'da Uygur Türklerinin, Kırım'da Kırım Türklerinin haklarını savunmak yerine Çin'in ve Rusya'nın yanında yer alan açıklamalarda bulunan bu partinin şu an Cumhur İttifakı'nın içinde yer almamakla beraber, dışarıdan Tayyip Erdoğan yönetimini desteklemesi bence: Tayyip Erdoğan, Devlet Bahçeli komutasındaki bu ittifakın amerika ve nato konusundaki sert tutumlarından kaynaklanıyor. 

Tayyip Erdoğan'ın iktidarının, milli menfaatlerimiz gereği uyguladığı iç ve dış politika kuşkusuz ki Rusya ve Çin'in hoşuna gidiyor. Biz her ne kadar politik hamlelerimiz Rusya ve Çin'in hoşuna gitsin düşüncesiyle yapmasak da, Türkiye'yi bölmeye, parçalamaya, işgal etmeye çalışan başta amerika olmak üzere, nato'nun emperyalist ve şımarık devletlerinin tepkisini çeken bu tavırlarımız, operasyonlarımız ve S-400, nükleer santral, Astana ve daha bir çok konuda Rusya ile yakın ilişkilerde bulunmamız nedeniyle Rusya ve Çin şu an için Cumhur İttifakı'nı destekliyor. Muhtemelen de bunların bu yaklaşımı sayesinde Doğu Perinçek ve Vatan Partisi bu ittifaka bu nedenle dışarıdan destek veriyor.

Yazım yine uzun oldu, muhtemelen bir çoğunuz sıkıldınız; daha fazla uzatmayacağım ve "millet ittifakı" cephesinin hangi emperyalist sömürgeci dış güçlerin emellerine hizmet ettiğini; kimler tarafından nasıl bir araya getirildiğini yazmayacağım. Her şey çok net ortada!...

Bir yanda milli hemen her şeye sahip çıkan, savunan ve milli politikalar geliştirip uygulayan Cumhur İttifakı var; diğer yanda hemen hemen yapılan her milli politikaya ve girişime karşı çıkan, geldiklerinde bütün yapılan milli uygulamaları durduracağını, fesih edeceğini söyleyen millet ittifakı var!

Gayem bir ittifakın ya da bir partinin savunuculuğunu yapmak değil; hayatım boyunca çizgimden sapmadığım ÜLKÜ ve VATAN davama faydamın dokunmasıdır.

15 Temmuz 2016 akşamı ve ertesi gün kimler darbecilerle savaştı, kimler kaçıp saklandı her şey ayan beyan ortada.

Çoğu kişi darbeci alçaklardan korkacağımızı, evlerimize çekilip sadece dua edip ALLAH'a yalvaracağımızı bekliyordu bizden.
Onların hayallerini hüsrana uğrattık, darbe girişimlerini başlarına geçirdik!..
cia amerika ve bazıları da iç savaş çıkar diye planlar yapmışlardı. Çok şükür darbe şakşakçısı müptezeller çıkmadılar o gün sokaklarda karşımıza; Başkomutanımız Recep Tayyip Erdoğan korkmadı, kaçmadı, koydu başını bu yola, çağırdı kahraman halkını sokaklara; vatansever komutanlarımız hemen açıklama yaptılar darbeyi desteklemediklerini ve milletin meşru iradesinin yanında olduklarını; Türkmen Beyimiz Sayın Devlet Bahçeli de ilk dakikada kendine yakışan asil tavrını sergiledi, belli etti tarafını ve Rabbim korudu bu vatanı!

Vatan anadır; anasını satan, peşkeş çeken hain alçak namussuzdur! 623 sene ile dünyanın en uzun imparatorluğunu kurmuş ve cihana adaletiyle hükmetmiş, emretmiş ataları olan bizler,  bir avuç hain onun bunun çocuğuna teslim etmeyiz bu Vatanı!...

İbrahim Tamer

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve trabzonhabermerkezi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Şakir albayrak
(18.07.2022 17:28 - #172)
Şakir Albayrak
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve trabzonhabermerkezi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.